Sinop Sürdürülebilir Kalkınma Derneği’nin organizasyonu ile Sinop’un yerel kültürünü ve hafızasını konu edinen Sinopale – 8. Uluslararası Sinop Bienali’nin iki çevrim içi oturumdan oluşan “Gizli Kent” Projesi, 15 Aralık Çarşamba günü Zoom üzerinden başladı. İsmini Italo Calvino’nun “Görünmez Kentler”ine atıfta bulunarak alan proje, memleketi Sinoplu olup da Sinop’ta yaşamayan sanatçıları ağırladı.
Sinop halkının ve sanatçıların buluşma, düşünme ve üretim alanı haline gelen Sinopale, “Uluslararası Sinop Bienali” yerel kalkınma bağlamında kültür ve sanat temelli işleriyle öne çıkıyor. “Paylaşıma dayalı bir sanat üretimi” modelini benimseyen Sinopale, iki yılda bir sanatçıları bir araya getirerek, kentin sorunları üzerine düşünmeyi ve ortak tarihsel bir belleğin paylaşımını, sanat üretimine yönelik düzenlenmesini konu ediniyor.
Bu yıl “ileri dönüşüm” temasını ele alan ve pandemi nedeniyle çevrim içi düzenlenen “8. Sinop Bienali” kapsamında düzenlenen “Gizli Kent” Projesi’nin ilk oturumunda Italo Calvino’nun “Görünmez Kentler” isimli kitabından yola çıkılarak Sinop üzerine konuşuldu. Oturumda Sinop, Calvino’nun kitabında yer alan, Cengiz Han ile Marco Polo’nun şehirler hakkındaki diyaloğu ile ilişkilendirildi.
Kitapta İtalyan gezgin Marco Polo, şehirlerin anlamlarının savaşlar ve kahramanlıklarla kazanılmadığını; anılar, hikâyeler ve duygulardan oluştuğunu Venedik üzerinden örneklendirir. İmparator Cengiz Han, Marco Polo’dan ona daha önce hiç anlatmadığı Venedik’i anlatmasını ister. Her şehri Cengiz Han’a anlattığını söyleyen Polo, “Ne zaman bir şehri tarif etsem Venedik hakkında bir şeyler söylüyorum” der.
Bir şehir tasavvurlarla yaşar, somut bilgilerle şehir tarihi oluşturulmaz.
Projenin moderatörlüğünü üstlenen Emre Zeytinoğlu, Marco Polo’nun Venedik örneğinden yola çıkarak, yapılan bazı işlerin içinde de Sinop duygusunun olduğunu ve sanatçıların bu durumu fark etmeden de olsa çalışmaları içerisinde gördüğünü belirtti. Zeytinoğlu, şehri ziyaret ettiğinde Tarihi Sinop Cezaevi‘ne uğradığını ve hapishanenin penceresinden bakarken paslanmış bir tel parçasının gözüne çarptığını ve bunun üzerine telden bir parça aldığını belirterek “O tel ile sergi bile düzenledim. Ne zaman bir pencere görsem ufalanmış küçük tel parçası ile o manzara aklıma gelir. İşte o an Sinop ile duygusal bağ kurarım” dedi.
Sinoplu olup da başka şehirlerde yaşamını sürdüren sanatçıları buluşturan projenin ilk oturumunda; küratör, girişimci ve görsel sanatçı T. Melih Görgün, performans sanatçısı Burçak Konukman, bale sanatçısı ve yazar Müride Aksan, katılımcı sanat alanında araştırmacı, sanatçı ve üretimci Nil İlkbaşaran ve ekolojik sanat alanında çalışmalar gerçekleştiren Güngör Erdem konuk olarak yer aldı. Katılımcılar Sinop’un kentsel anlamda ruhunu yorumlayarak, yine bu anlamda yaşadıkları hikâyeleri sanatsal işleri üzerinden değerlendirdiler.
Oturumda performans sanatçısı Burçak Konukman, Sinopale‘de daha önce yapmış olduğu çalışmasını video ile sunarak, sanatçı ve sanatçı olmayan iki farklı bakış açısına değindi. Almanya’da yaşayan Konukman, Türkiye’ye geldiğinde “nerelisin, nereden geliyorsun, ne yapıyorsun” gibi sorularla çok sık karşılaştığını ve bunun üzerine 2018 yılında “Kelime Oyunu” isimli bir performans çalışması yaptığını ikinci videosu ile paylaştı. Sanatçı bu çalışmasında Sinop’u gördüğünü ve ona nereden geldiği hissini yaşattığını söyledi.
Grayskull Castle‘nin çizgi film karakterinin “Gölgerin gücü adına” repliğinden örnekle oturumda söz alan T. Melih Görgün, “He-Man’in kılıcını havaya kaldırıp o meşhur sözünü söylediği gibi, o görünmeyen güçten ilham alarak hayal kuruyorum. Hayalin olmadığı yerde umut olmaz. Gizli Kent konusunda görünmeyen imgeyi ele almak istiyorum. Kentin içinde görünmeyen tarafı, sanatçılarla görünene doğru oluşturmaya başladım. Sinopale ile görünmez bilgi ve hikayeleri ortaya çıkarmak istiyorum. Tıpkı gölgelerin gücündeki gibi gizli iksirleri keşfedip, yeni bir hikaye yaratıyoruz” dedi.
“Bir kentin gelecek hikayeleri geçmiş hikayelerle belirir, geleceği bilmek için de bir geçmişinizin olması gerek.”
Görgün, Sinop’un anılar, hikayeler, röportaj, arşiv ve mekana özgü çalışmalarla görünür hale geldiğini, 2011 bienal projesinden örneklendirdi. Sanatçı, 14 Sinoplu gencin tarihi bir lahitin içinde su taşıdığı “Agoni: Ölümden Önceki Son İyilik Anı” isimli performans çalışması ile su kenti Sinop’un unutulan çeşmelerinin yeniden hatırlanmasına vesile olduklarını paylaştı.
İkinci oturumu 12 Ocak 2022 tarihinde gerçekleşecek olan “Gizli Kent”, Sinopale’nin İnternet sitesinden incelenebilir ve bienalin tüm etkinlikleri hakkında detaylı bilgiye ulaşılabilir.
Haber: Meltem Merve İmamoğlu
Sinopale 8
Sinopale başladığı 2006 yılından bu yana yerel kültürü ve hafızayı kendine konu edinen, yerel ile birlikte üretimi gerçekleştirerek, halkı uluslararası sanatsal bir etkinliğin içine çeken; yalnız kolektif çalışmanın ürünlerini değil aynı zamanda bir alternatif ekonomi modeli de sergileyen; sergiledikleri ile sorgulayan ve sorgulatan; yerli ve yabancı sanatçıların, küratörlerin ve Sinop halkının buluşma, düşünme ve üretim alanı olmuştur.
Gerek 7 kez gerçekleştirilen bienaller, gerek bienaller arasında gerçekleştirilen projeler, kentin sürdürülebilir kalkınması için çok değerli bilgiler ve eserler üretmiş, bir kültür birikimi oluşturmuştur. Üretilen eserlerin, kentin belleğine kazınabilmesi, güncel kültür üretimine ve kentin kalkınmasına katkıda bulunabilmesi için arşivlenmesi ve ortak erişime açılması büyük önem taşımaktadır. 2016 yılında İstanbul ve Sinop’ta geniş katılımla gerçekleştirilen Sinopale Forum’da, Sinop Tarihi Cezaevi’nin yeni işlevlerinden birinin bu olması önerisi getirilmiş ve önemi vurgulanmıştır.