[Ayın Yorumu] – Herkes İçin Mimarlık Derneği: Mimarlığı Birlikte Dönüştürmek

Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri ödül töreninde Herkes İçin Mimarlık üyeleri Mimarlığa Katkı Dalı Seçici Kurul Özel Ödülü’nü alırken Fotoğraf: Mimarlar Odası.

Bu sene 10. yılını kutlayan ve XVIII. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri kapsamında “Mimarlığa Katkı Dalı Seçici Kurul Özel Ödülü”ne layık görülen Herkes İçin Mimarlık Derneği (HiM); Ayın Yorumu bölümünde dayanışmanın, birlikte yapmanın öneminden bahsediyor. 

HiM gibi bir kolektifin mimarlık alanında Türkiye’nin en önemli ödüllerinde kendine yer bulabilmesi, bu değişimde toplum yararını gözeten kolektiflerin giderek önem kazanmaya başladığını gösteriyor.

2022 / XVIII. Ulusal Mimarlık Sergisi ve Ödülleri için geçtiğimiz ay düzenlenen ödül töreni ve sergi açılışında “Mimarlığa Katkı Dalı Seçici Kurul Özel Ödülü”nü Yıldız Sey ile paylaşan Herkes İçin Mimarlık Derneği’nin (HiM) en öne çıkan özelliğini seçici kurul gerekçe metninde; “Mimarlık pratiğinin ve mimar kimliğinin hızlı bir şekilde dönüşmeye başladığı günümüzde, dünyadaki güncel tartışmalara ve oluşumlara paralel olarak, kolektif üretimi ve açık çağrılar ya da davetler yoluyla farklı paydaşlara söz hakkı tanıyan katılımcı bir yaklaşımı öne çıkaran bir platform” olarak tarif etti. Kurul üyeleri ayrıca bu ödülün Herkes İçin Mimarlık gibi başka oluşumların çoğalmasını desteklemek motivasyonu ile de verildiğini belirttiler. Bu tarif, HiM’in tüzüğünde yer alan ve 10 yıldır gerçekleştirmek için çabaladığı “mimarlık aktörlerinin sosyal sorunların çözümünde inisiyatif almasını teşvik etmek” söyleminin seçici kurul tarafından bir tasdiki olarak görülebilir. Yine jürinin değindiği değişen mimarlık pratiği ve mimar kimliği açısından HiM gibi bir kolektifin mimarlık alanında Türkiye’nin en önemli ödüllerinde kendine yer bulabilmesi, bu değişimde toplum yararını gözeten kolektiflerin giderek önem kazanmaya başladığını gösteriyor. Gelecek hala uzun sürüyor*, ancak sadece mimarlık alanının değil tüm pratiklerin, şu andaki dünya durumunun adım adım yok oluşa gitmesini değiştirebilmeleri için dayanışmacı pratiklerle dönüşmesi, birlikte oluşturulacak geleceği bugünde yaşamaları gerekiyor. Biz de Herkes İçin Mimarlık olarak bu Ayın Yorumu’nda bu ödülü de fırsat görerek geçmiş, bugün ve geleceğimizde sürekli olan dayanışmanın, birlikte yapmanın önemine kısaca değinmek istiyoruz.

 

HiM’in bugüne kadar birlikte çalıştığı kurum sayısı 120’yi aşmakta. Aralarında belediyeler, müdürlükler, okullar gibi resmi kurumların yanı sıra, kolektif yapıların gözlemlenebildiği sivil toplum örgütlerinin, öğrenci topluluklarının ve alternatif kolektif mimarlık oluşumlarının bulunması dayanışmacı pratikler açısından önem taşımakta. Bu pratik biçimlerinin ilki olan sivil toplum örgütleri örneğine mimarlık alanı içerisinde de rastlıyoruz. Hatta HiM’in daha önce yine aldığı mimarlığa katkı ödülü 2014 yılında TSMD (Türkiye Serbest Mimarlar Derneği) tarafından verilmişti. Ancak mimarlık alanındaki az sayıdaki sivil toplum örgütü genellikle mimarlar arasında ve meslektaş dayanışması gibi konularda faaliyet gösterirken HiM tasarımdan uygulamaya, araştırmacılıktan aktivizme kadar değişen çalışma alanlarını bir dernek yapısında sürdürmesiyle farklılaşıyor. Diğer sivil örgütlenmeler de belirtildiği gibi dayanışma faaliyetleri gösteriyor, ancak HiM’in durumundaki farklılık; mimarlık yapma biçimini bu formatta örgütleyerek çalışmak istediği meselelerde, başka örgütlenmeler ile daha kolay bir araya gelmesi ve sadece mimarlık alanı içinde kalmaması. Mimarlık alanı içinde kalmamak mimarları bazen daha rahat oldukları konforlu meslek alanlarından çıkararak sarsıcı bir etki yapabilir, ama bu tam da sosyal sorunlar hakkında inisiyatif alması beklenen mimarların yaşaması gereken bir sarsılma ve dönüşüm. Ve bu dönüşümü başka alanlardaki örgütlenmeleri görerek onlardan öğrenerek yaşamak, mimarlara mesleki kimliklerini unutturan değil, bilakis sorumluluklarını hatırlatan durumlar oluşturuyor.

 

Tasarım ve uygulama ancak sorumluluklarının farkında olduğunda, kendini dış dünyaya kapatmadığında ve kendini nihai karar mercii atfetmeyip demokratikleşebildiğinde umudun araçlarından biri olabilir.

Örgütlenmeler çok çeşitli olabilir, HiM’in yaptığı gibi dernek olmanın bürokratik gereklilikleri sürdürülebilir olmanın araçlarından biri olarak kullanılıp, yatay hiyerarşinin yöntemleri sürekli denenebilir. Önemli olan örgütlenmelerin çeşitliliğin ve buna bağlı olarak çözümlerin de çeşitliliğinin farkına varabilmek. Bu çeşitlilik de tekil çözümler olamayacağına işaret ediyor. Mimarlık da sosyal sorunları tek başına, hele de sadece tasarım ve uygulama yoluyla çözemez. Tasarım ve uygulama ancak sorumluluklarının farkında olduğunda, kendini dış dünyaya kapatmadığında ve kendini nihai karar mercii atfetmeyip demokratikleşebildiğinde umudun araçlarından biri olabilir. Demokratikleşmeyi öğrenmenin yolu ise yine başka yapılarla temas halinde olmak, birlikte öğrenmek hatta HiM örneğinde olduğu gibi bazen yeni yapıların doğmasına vesile olmaktan geçiyor.

 

Dayanışmacı pratikler arasındaki ikinci grup olan öğrenci toplulukları ve alternatif kolektif mimarlık oluşumları yine HiM’in kendi yapısında karşılıkları bulunan yapılar. Ölçek 1/1  grubundan temellenirken, Kayıtdışı grubunun pratikleriyle kuruluş yapısını şekillendiren HiM için öğrencilerle birlikte çalışmak; kendi geçmişinden gelen bir refleks olmanın yanı sıra, yine mimarların sosyal konularda inisiyatif almasını teşvik etmek, sorumlulukların farkına varılması ve mesleğin dönüşmesi için çalışılmaya başlanması gereken dönem olarak önem taşıyor. Projelere ve atölyelere açık çağrılar yoluyla öğrenciler dahil olurken, bu çalışmalara katılıp derneği daha yakından tanıyanların sonradan dernek üyelerine dönüşmesi HiM’in yıllar içerisinde kendi organik yapısını oluşturdu. Ancak sadece kendi yapısını değil başka yapıları da destekleme niyeti neticesinde bugüne kadar 11 öğrenci topluluğu ile birlikte çalışılması, bireysel katılımların yanında kolektif örgütlenmelerin artması ve güçlenmesi için derneğin çabalarının başka bir yansımasını gösteriyor.

 

Öğrenci topluluklarından alternatif kolektif mimarlık oluşumlarına geçildiğinde ise derneğin kendi devamlılık hikayesinin izlerinden biri görülüyor. Öğrenci oluşumlarının kendi zamansallıkları kıymetli, bu nedenle illa ki devam etmek zorunda değiller. Ancak özellikle Türkiye’de devam edebilen yapıların azlığı ve bu sebeple kolektif hafızanın kısırlığı göz önünde bulundurulduğunda bu sürdürülebilirlik önem kazanıyor. Yine her oluşum öğrencilik zamanlarından temellenmekte ya da öğrencilerle birlikte çalışmak zorunda değil. Ancak birçok öğrenci grubunun devamlılığı nasıl sağlayabileceklerine, mezunların benzer işleri nasıl yürütebileceğine dair kaygıları, alternatif oluşum örneklerinin çoğalması gerekliliğini gösteriyor.

Amaç mimarlık mesleğini dönüştürmekse, alternatif kolektifler sadece birbiriyle değil, daha geleneksel sayılabilecek mimarlık yapıları ile de çalışabilmeli.

HiM’in bugüne kadar birlikte çalıştığı ya da temas ettiği yurt içi ve yurt dışı 20’ye yakın alternatif kolektif mimarlık oluşumu içerisinde dernek, ofis ya da öğrenci topluluğu yapısında olanlar oldu. Bu durum kolektiflerin iş yapma biçimlerinin grubun yapısına, denenmek istenen yöntemlere, ekonomik ya da yasal beklenti ve gerekliliklerine göre çeşitlilik gösterebileceğini, alternatiflerin bol olduğunu gösteriyor. Burada alternatif kelimesine Awan, Schneider ve Till’in (2011) yaptığı gibi bir not düşmek de gerekiyor: Alternatifler kendi içlerine kapanan ve sadece kendi pozisyonunu savunan değil, “başka türlü mimarlık yapma biçimleri”ni deneyen ve yayan yapılar olmalı. Bir diğer yandan eğer amaç mimarlık mesleğini dönüştürmekse, alternatif kolektifler sadece birbiriyle değil, daha geleneksel sayılabilecek mimarlık yapıları ile de çalışabilmeli. Meslek alanının sıkışmasından, ekonomik sebeplerden ya da samimi toplumsal kaygılardan ötürü geleneksel yapıların farklı yapma biçimlerini daha çok denediği de görülüyor. HiM’in de bugüne kadar 10 farklı mimarlık ofisiyle birlikte işler gerçekleştirmesi, karşılıklı beslenme ve birbirini desteklemenin örneklerini oluşturuyor.

Birlikteliğin biçimlerine yönelik bu kısa değinmelerden sonra tekrar yazının başındaki dayanışmacı pratiklerle mimarlığı dönüştürme gerekliliğine döndüğümüzde, üst çerçevede sürekli daha çok tüketmeye yönelik bir üretimin çevresel, toplumsal ve ekonomik yönlerden dünyayı içinden çıkılamaz krizlere doğru sürüklediğini görüyoruz. Bu çerçeveden mimarlık alanına indiğimizde ise büyük ya da küçük, doğa ve toplumun nasıl daha iyi yaşayabileceğinden çok, kârın nasıl artırılabileceğini ön plana koyan projelere hizmet eden mimarlıklar krizlerin çoğalmasına destek oluyor.

Mimarlık iyi tasarım ve doğaya zarar vermemeyi her zaman göz önünde bulundurmalı; ama neyi, nasıl, ne için yaptığının farkındalığına da sahip olmalı.

Olumsuzlukların sadece iyi tasarımlarla ya da daha “çevreci” malzemelerle çözülebileceğini düşünmek de mesleği yine içine kapatıp kutsallaştıran bir illüzyon. Mimarlık iyi tasarım ve doğaya zarar vermemeyi her zaman göz önünde bulundurmalı; ama neyi, nasıl, ne için yaptığının farkındalığına da sahip olmalı. Küresel krizlerin yanı sıra, mimarlığın bugünlerde yeni mezunlara iyi bir hayat sürdürebilecek çalışma alanını, koşullarını  ve hayatlarını idame ettirebilecek maddi karşılıkları gittikçe çok daha az sunabilmesi de düşünülmesi gereken kritik bir nokta. HiM de dahil alternatif kolektifler bu konuda henüz yeterli cevap veremiyorlar, ancak bu alternatifler sadece mesleği yapma biçimleri açısından değil, yeni hayatların nasıl olabileceğini deneme açısından da imkanlar sunup geleceğin bugünden pratik edilerek oluşturulmasına katkı veriyorlar. Bu bağlamda HiM’in tüm bu alternatifler adına aldığı  “Mimarlığa Katkı Ödülü”nün veriliş gerekçelerinde de belirtildiği gibi, alternatiflerin artık herkesin hayatında bir dönem heves ettiği bir hoşluk olarak değil, sürekli gündemde tutulması gereken arayışlar olduğunu gösteriyor.

10 yıldır birlikte ürettiğimiz tüm katılımcılar ve oluşumlar adına ödül için seçici kurula ve Mimarlar Odası’na teşekkür ederiz.

Herkes İçin Mimarlık Derneği (HiM), Mayıs 2022

Kaynakça:
Awan, N., Schneider, T., Till, J., 2011. Spatial Agency: Other Ways Of Doing Architecture, Routledge, Oxon.
* Herkes İçin Mimarlık üyelerinden Merve Gül Özokcu ve İbrahim Emre Gündoğdu tarafından kaleme alınan “Gelecek Uzun Sürer” başlıklı yazı için: https://xxi.com.tr/i/gelecek-uzun-surer