[Mimarlığı Destekleyenler]: Geberit

Yapı sektörünün önde gelen temsilcileri ile mimari üretime ve mimarlık kültürüne katkı veren projelerinin arka planına baktığımız Mimarlığı Destekleyenler söyleşi dizisi kapsamında, Geberit’in Pazarlama ve Kurumsal İletisim Müdürü Savaş Çağlar ve Ürün Yönetimi Bölüm Müdürü Fikret Gençgel ile konuştuk.*

Bünyesinde çalışanların yanı sıra sektör profesyonelleri ve sektöre bu profesyonelleri yetiştirecek eğitmenler ile öğrenciler dâhil tüm paydaşları için en önem verdiği konu “gelişim”.

Neslihan İmamoğlu: Sohbetimize “Mimarlığı Destekleyenler” söyleşi dizimizden ve bu kapsamda neden sizin kapınızı çaldığımızdan bahsederek başlamak istiyorum. Bizler Binat Mimarlık Medya Grubu olarak mimarlık kültürüne yönelik birçok çalışma yapıyor; sektör çalışanlarına, öğrencilere ve kamuya yönelik projeler geliştiriyoruz. Bunun yanı sıra basın şapkamızla sektördeki tüm nitelikli işleri takip ediyoruz. Belirli bir vizyona sahip kurumların, bireylerin güçlerini birleştirdiğinde mimarlık kültürüne çok değerli ve sürdürülebilir katkılar bıraktığını görüyoruz ve bunun daha fazla kişi tarafından görünür olması gerektiğini düşünüyoruz. Geberit de bu anlamda değerli çalışmalar yapan bir kurum.

Savaş Çağlar: Geberit, bulunduğu coğrafyayı, yer aldığı tüm bölgeleri geliştirmek üzere kurgulanan bir marka. Bünyesinde çalışanların yanı sıra sektör profesyonelleri ve sektöre bu profesyonelleri yetiştirecek eğitmenler ile öğrenciler dâhil tüm paydaşları için en önem verdiği konu “gelişim”. Geliştirilen bir ürün de olabilir, sürekli bir eğitim de.

Örneğin Arkitera Seyahat Bursu, 2017’den beri Geberit desteğiyle gerçekleşiyor. Bu proje bizim için çok değerli çünkü orada özellikle gençlerle yakınlaşma şansımız var ve kapsamı her sene Geberit’in mottosuyla şekilleniyor. Yarattığımız bir başlık üzerinden bir alanı tasarlamak, bir seyahati planlamak ve bunu geliştirmek üzerine bir kurgu oluşturuyor ve genç arkadaşlarımızdan hayallerindeki seyahati o kurguyla birleştirmelerini bekliyoruz. Yüzlerce başvuru geliyor; her birini tek tek incelemek, gençlerin bakış açılarını görebilmek bizim için değerli. Hayallerine destek verebilmek de bizim için çok önemli. Ayrıca, bu bursun duyurularını sadece İstanbul ile sınırlı kalmayacak bir şekilde planlamaya çalışıyoruz.

Seyahat Bursu öğrencilere yönelik çalışmalardan sadece bir tanesi. Üniversite öğrencilerine Ürün Grubu Müdürlüğümüz tarafından verilen eğitimler var. Gönül ister ki bu eğitimlerin hepsini yüz yüze, alanda ve sahada verebilelim. Bunun için Ürün Grubu Müdürlüğümüz ile üniversitelerde özel alanlar oluşturmaya çalışıyoruz.

Desteklemekten mutluluk duyduğumuz bir başka proje ise pandemi sebebiyle verdiğimiz aranın ardından 8.’sini Ekim ayında yaptığımız Zamanın Ötesinde Tasarım Kâşifleri. Bu etkinlik dizisi kapsamında gençler arasında ilgiyle dinlenebilecek isimleri davet ediyoruz. Bu sene Arkitera Seyahat Bursu için başvuru yapan herkese bir anket gönderdik ve dinlemek isteyecekleri isimler arasından bir tercih yapmalarını istedik. Bu anketin sonucunda biyoteknoloji konusunda uzmanlaşmış bir mimarlık ve tasarım inovasyon firmasını davet ettik.

Gelişime yönelik bu tür çalışmalarımız tabii sadece mimarlarla sınırlı değil; mekanik mühendisleri, tesisat uzmanları, teknik lise öğrencileri için verdiğimiz dönemsel eğitimler de var.

Geberit Pazarlama ve Kurumsal İletisim Müdürü Savaş Çağlar

Bir anlamda “duvar önüne geçişle” beraber mimarlarla iletişimimiz ve bu kapsamda yaptığımız çalışmalar arttı.

N.İ.: Tasarım Kâşifleri projesine ne zaman, nasıl bir motivasyonla başladınız? Bugüne kadar kimler konuk oldu?

S.Ç.: 2015 yılında Sanitec Grubu’nun alınması, 2019 yılında Geberit Türkiye bünyesine mobilya ve vitrifiye ürünlerinin eklenmesiyle, yani bir anlamda “duvar önüne geçişle” beraber mimarlarla iletişimimiz ve bu kapsamda yaptığımız çalışmalar arttı ama Tasarım Kâşifleri’ne çok daha öncesinde, 2012’de başlamıştık. Türkiye’de Tasarım Kaşifleri kapsamında şu ana kadar Farid Tabarki (2013), Mitchell Joachim (2014), Rachel Armstrong (2015), Mark Foster Gage (2 Mart 2016), Wolf D. Prix (1 Kasım 2017), Edoardo Tresoldi (9 Ekim 2018), Hanif Kara (18 Aralık 2019) ve son olarak da 9 Ekim 2023 tarihinde ecoLogicStudio’nun kurucu ortakları Prof. Dr. Claudia Pasquero ve Dr. Marco Poletto’yu ağırladık.

N.İ.: Bu noktada mimarlarla iletişiminizde neler değişti, biraz daha detaylandırır mısınız?

S.Ç.: Geberit’in hem ürüne hem de insana bakış açısı bütüncül. Nasıl ki her bir ürünün bir sonraki ya da önceki aşaması düşünülüyorsa, o ürünün bir proje içinde beraber çalışacağı diğer ürünler, bağlanacağı ekipmanlar önemliyse sektördeki tüm çalışanların birlikte gelişmesi de Geberit için değerli. Bu anlamda bizim için değişen çok fazla bir şey olmadı, çünkü bütüncül bakış açımız aynı.

Öncesinde de duvar önünde kullandığımız kumanda kapağı gibi ürünler vardı ve dolayısıyla mimarlar ve mimarlık öğrencileri ile de iletişim içindeydik ama şimdi daha fazla aktivite yaptığımızı söyleyebiliriz; daha görünür olduk.

Geberit Ürün Yönetimi Bölüm Müdürü Fikret Gençgel

Siz bir işi çok iyi yapabilirsiniz ama kabul edilmeniz gerekiyor ve bunun yolu da paydaşlardan geçiyor. Bu ürünü kim seçer, kim kullanır, kim alır?

Fikret Gençgel: Tasarım Kâşifleri daha vizyoner olmak yolunda attığımız bir adımdı. Farklı bir çalışma yapmak; kent, yapılı çevre, yapı teknolojileri üzerine etkileyici fikirleri ve uygulamaları olan kişileri çağırmak, etkinliğe katılan yaklaşık 500 öğrenciye ilham vermek istedik. Zamanlama 2015 ile örtüşse de bu çalışma doğrudan duvar önü ürünlerine yönelik değildi.

Geberit 90’ların ortalarından itibaren Türkiye’de aktif bir şirket. Türkiye ofisi 20. senesini tamamladı ve gelecek sene de Geberit tüm dünyada 150. yaşını kutlayacak.

Geberit Türkiye’de 2002 yılına kadar temsilcilikler ve distribütörler kanalıyla faaliyet gösterdikten sonra Türkiye ofisini kurdu. 90’lı yıllarda ilk gömme rezervuar referansımız Kalyon Otel’di, bugün hâlâ kullanımda. O dönemden itibaren, gömme rezervuar konusunda jenerik bir isim oldu; sektördeki profesyoneller gömme rezervuara Geberit demeye başladı.

Renovasyon maliyetlerinin aşağı çekilmesini, daha sürdürülebilir olmayı sağladığı için özellikle turistik bölgelerde, otellerde çok tercih edilmeye başlandı o dönem. Örneğin bir otel tadilata girdiğinde yalnızca kumanda kapağını değiştiriyor, çünkü gömme rezervuar çalışmaya devam ediyor. Pluvia sifonik çatı drenaj sistemi ile teknolojik tarafta oldukça bilinen bir marka hâline geldik. Siz bir işi çok iyi yapabilirsiniz ama kabul edilmeniz gerekiyor ve bunun yolu da paydaşlardan geçiyor. Bu ürünü kim seçer, kim kullanır, kim alır? Ürünü son kullanıcı kullanacak ama alırken mimara, tesisatçıya, satın aldığı mağazaya soruyor. Bu noktada Geberit’in ürünleri, öneri listelerine giren ürünler oldu. Gömme rezervuarımızın kullanıldığı otellerde fotoselli ürünlerimiz de kullanıldı. 2015’te Sanitec Grubu’nun alınması sonrasında 2019 itibarıyla Türkiye’de de vitrifiye ile daha görünür hâle geldik. Özellikle showroom’larımızın konsepti yenilendi.

S.Ç.: Türkiye’de vitrifiye ve mobilyaya ilişkin çalışmalarımıza 2019 sonu gibi başladık ve toplam 20 tane showroom’umuz yenilendi.

Bütüncül yaklaşarak projeye özel “doğru ürün çözümleri” üretip sunuyoruz.

N.İ.: Mimarlarla proje süreçlerinde nasıl bir çalışma dinamiğiniz var?

S.Ç.: Mimarlarla yakın temas içerisinde olduğumuz, onlardan projeleri dinlediğimiz bir çalışma biçimimiz ve buna yönelik bir ekibimiz var. Hem duvar arkasına hem duvar önüne yönelik ürünlerimizle mimarlara komple bir sistem sunma şansımız oluyor. Böylece projeleri daha yakından takip edebiliyor, projeye özel çözümler üretebiliyoruz.

Mimarların yürüttükleri projelerde farklı ürünlere yönelik çeşitli kullanım tercihleri olabiliyor. Örneğin, LEED Sertifikası isteniyorsa fayda sağlayabilecek ürünler nelerdir? Alan sıkıntısı olan bir projede hangi banyo mobilyası kullanılmalı? Temizlik, koku kaygısının yüksek olduğu hastanelerde ürün seçerken neye dikkat edilmeli? Bütüncül yaklaşarak projeye özel “doğru ürün çözümleri” üretip sunuyoruz. Mimara ürünle ilgili tam ve eksiksiz bilgi vermeyi önemsiyoruz.

F.G.: İhtiyaçlara, bütçeye göre, mimarların da yönlendirmesi ile hangi ürünlerimizi kullanabileceklerini öneriyoruz. Projeye tasarım aşamasında dâhil olduğunuzda detayları konuşmak için daha fazla zamanınız olabiliyor ve bu durum paydaşlar açısından çok daha avantajlı. Mimarlar, işveren, şantiyeden sorumlu kişiler, proje müdürleri ve yöneticileri, inşaat, mekanik tesisat mühendisleri vb. paydaşlarla birlikte bir projeyi baştan sona yürütme gayreti içerisindeyiz. Şantiyenin mümkün olan en kısa zamanda bitmesi lazım ki kazanç sağlayabilsin. Bu noktada kararların önceden ve doğru alınması, doğru uygulanması işverenin de kazancı demek.

Bazen özel çözümler istenebiliyor: Örneğin CleanLine duş kanalı projelerde ihtiyaç duyulan ölçülerde kesilerek kullanılabiliyor veya tasarıma göre farklı renk, doku, desen alternatifli kumanda kapakları mevcut. Mümkün olduğu kadar farklı ihtiyaçlara cevap verebilecek ürünleri portföyümüze almaya çalışıyoruz.

S.Ç.: Şunu eklemek isterim: Bir mimar ürün seçerken o ürünü niye seçtiğini bilirse ve bu konuda donanımlı olursa yatırımcı için de kararlar daha kabul edilebilir oluyor. O yüzden biz sürekli olarak gelişmekten ve eğitimden bahsediyoruz. Elimizden geldiğince profesyonelleri ziyaret ediyor ve hem üniversitelerde hem teknik liselerde ürünlerimizle ilgili detayları öğrencilerle paylaşmaya çalışıyoruz.

N.İ.: Üniversitelere yönelik eğitim çalışmalarınızı biraz daha detaylandırır mısınız?

F.G.: Bu eğitimlere öğrencilere ürünlerimizi tanıtmak, çalışma hayatına başladıklarında ürünler hakkında bir farkındalıklarının olmasını sağlamak için başladık. Bazı mimarlık fakültelerinde tesisat derslerine konuk oluyoruz. Pandemi öncesi fiziksel eğitimler veriyor, numune ürünler götürüyorduk. Onların üzerinde montaj ve demontaj uygulamaları yapıyorduk. Pandemi ile birlikte çalışmalarımız çevrim içi gerçekleşti ve sonrasında da mümkün olursa fiziksel, olmazsa dijital toplantı metotları ile eğitimlere devam ettik. Bu eğitimlerden sonra öğrenciler, ürünlerimizle bir mekânda karşılaştıklarında veya profesyonel hayatlarında ürün tercihi yapacakları zaman öğrendikleri bilgileri hatırlıyor.

Geçen sene üniversitelerde tesisat duvarı örneği sergilemeye başladık, bu sene de devam edeceğiz. Çoğu üniversiteden olumlu dönüşler geliyor.

Savaş Çağlar, Neslihan imamoğlu, Fikret Gençgel

Geberit’te “Bir kere yaptık, oldu ve bitti” diye bir yaklaşım yok; fayda sağlayan projelere devam etmek ve projeleri daha iyiye doğru devşirmek, geliştirebilmek bizim için değerli

N.İ.: Arkitera Seyahat Bursu desteğiniz, Tasarım Kâşifleri projeniz ve şimdi bahsetmiş olduğunuz eğitim programlarınız hep uzun soluklu projeler. Kurumların mimarlık kültürüne katkı için yaptığı bu tür çalışmaların devamlılığının olması da çok önemli. Özellikle sürdürülebilirlik anlamında bu yaklaşımınızı sizden dinlemek isteriz.

S.Ç.: Sürdürülebilirlik Geberit’in DNA’sının bir parçası diyebiliriz. Bugüne baktığımızda bu konu çok konuşuluyor ve greenwashing denen bir kavram da var. Oysa biz Geberit olarak ilk sürdürülebilirlik başkanımızı 1990 yılında işe almışız; bunu çok değerli görüyorum. Bunun ötesinde de zaten ürettiğimiz her ürünün, her bir parçanın sürdürülebilir olmasına çok özen gösteriyoruz. CEO’muzun bir sözü var: “Yeni ürün geliştirirken önemli bir ilkemiz var: Bu ürün ekolojik açıdan mevcut üründen daha mı iyi, diye soruyoruz”. Dolayısıyla bu bakış açısı yaptığımız her işe yansıyor.

Biz sürdürülebilirliği sadece ürün ve çevre kapsamında ele almıyoruz, insan kaynağı anlamında da ele alıyoruz. Bir ekiple ne kadar süre çalıştığınız da önemlidir. Bizde mevcutta uzun süreli çalışan çok değerlidir, çok faydalıdır. O kişiler bilgi birikimini başkalarına aktarabilir ve bu noktada onları doğru yönlendirebilirler. Bu da bir kaynak kullanımıdır.

Geberit’te “Bir kere yaptık, oldu ve bitti” diye bir yaklaşım yok; fayda sağlayan projelere devam etmek ve projeleri daha iyiye doğru devşirmek, geliştirebilmek bizim için değerli. Daha farklı projelerde de yer almak isteriz. Şu an, hem insan gücümüz hem de bütçelerimiz doğrultusunda yapabileceklerimizin en iyisini yapmaya gayret ediyoruz.

Geberit Pazarlama ve Kurumsal İletisim Müdürü Savaş Çağlar ve Ürün Yönetimi Bölüm Müdürü Fikret Gençgel

Sadece kullanıcıya yönelik değil, bütün süreçlerde sürdürülebilir olmayı önemsiyoruz.

N.İ.: Projelerin devamlılığı önemli ama pandemi örneğinde gördüğümüz gibi ilk vazgeçilen eğitime ya da kültüre yönelik besleyici, katkı sağlayıcı doğrudan kâr getirmeyen çalışmalar oluyor. Bu konuda siz nasıl bir yol izliyorsunuz?

S.Ç.: Bireysel olarak özellikle eğitimin asla durmaması gerektiğini düşünüyorum, kurum kültürümüzde de bu yaklaşım var. Geberit olarak elimizdeki kaynakları doğru kullanmayı biliyoruz ve bu noktada ne yaşanırsa yaşansın eğitime gitmeye devam edebiliriz. Eğitimin illaki büyük bütçelerle olmasına gerek yok; ekibimizle hep beraber bir okula gidiyor, ürünlerimizi ve arkasındaki işleyişi-mekanizmaları göstererek eğitim veriyoruz. Bir noktada pazarlama açısından bir fayda görmüyor olabilirsiniz, bu eğitimler satışlarınıza yansımayacak olabilir ama sektöre fayda sağlamak adına; hem eğitmenlerin hem öğretim görevlilerinin hem de öğrencilerin yeni bir bakış açısı kazanması için yatırım yapmış oluyoruz. Sürdürülebilir bir dünyaya yatırım ancak geliştirmek ve eğitim vermekle mümkün olabilir.

F.G.: Geberit’te sürdürülebilirlik iki yönlü: Üretirken ve kullanırken. Sadece kullanıcıya yönelik değil, bütün süreçlerde sürdürülebilir olmayı önemsiyoruz. Yenilenebilir enerji kaynakları kullanıyor, atıkları değerlendiriyoruz. İhtiyaçları, talepleri mümkün olduğunca önceden öngörüp, ona uygun ürünleri yapmak hedefimiz ama bunun yanında ihtiyaçlara yönelik ürünleri de en kısa zamanda üretip kullanıma sunmayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda her sene Geberit bünyesinde onlarca Ar-Ge projesi yapılıyor.

S.Ç.: Her sene cirosunun yaklaşık %3’üne yakınını Ar-Ge’ye harcıyor Geberit. Bu araştırmalar doğrultusunda hareket ederiz; her sene çok sayıda yeni ürün çıkaralım gibi bir kaygımız yok. Bütüncül bir yaklaşımla bakacak olursak “zaman” da sürdürülebilirlik kapsamındadır. Onlarca yıl, rahatlıkla kullanılacak bir ürün yaratıyor olmak sürdürülebilirliğe en büyük katkı diye düşünüyorum.

N.İ.: Söyleşiyi bitirirken odağımızı ürünlerden, yeniden mimarlık kültürüne yönelik çalışmalarınıza çevirmek ve şu ana kadar yaptığınız çalışmalarla ilgili nasıl geri dönüşler aldığınızı dinlemek isteriz.

S.Ç.: Geri dönüşü nasıl ölçtüğünüze bağlı ama bence tek bir kelime ile özetleyebiliriz: Güven. Öğrencilerin sorularında da, birlikte çalıştığımız mimarların geri bildirimlerinde de yaptığımız tüm bu yatırımın Geberit’e artan bir güven olarak geri döndüğünü görüyoruz. Bizi gerçekten güvenebilecekleri ve sırtlarını yaslayabilecekleri bir partner olarak görüyor mimarlar. Öğrenciler de, gelecekte bu marka benim çalışma biçimimde bana sorun çıkarmayacaktır, düşüncesini ediniyor. Farklı cümlelere, uzun açıklamalara gerek yok: Aldığımız en güzel geri dönüş güven.