“Senin de Yaran, Rosa” Sergisi 24 Ekim’e Kadar Kurtuluş Rum İlkokulu’nda Ziyaret Edilebilir!

Kurtuluş Rum İlkokulu’nda 17. İstanbul Bienali paralel etkinlikleri kapsamında düzenlenen “Senin de Yaran, Rosa” sergisi, 24 Ekim 2022 Perşembe gününe kadar ziyarete açık olacak.


“Senin de Yaran, Rosa”
Sergi ve Kitap

Küratör: Pelin Uran
Sanatçılar: Özgür Demirci, Alev Ersan, Gamze Hakverdi, Gordon Hall, Johanna Hedva (kitap), Adelita Husni-Bey, Amal Kenawy, Lata Mani & Nicolás Grandi, Jang Minseung, Gregory Whitehead
Tarih: 15 Eylül 2022 Perşembe – 24 Ekim 2022 Pazartesi
Yer: Kurtuluş Rum İlkokulu, Şişli/İstanbul


“Senin de Yaran, Rosa” yaralanabilir ve kırılgan hallerden doğan yeni olasılıkları hem keşfetmek hem de irdelemek için bu soruları ele alan sanatçıların işlerinden oluşan iki aşamalı bir sergiden meydana geliyor.

İlki Kurtuluş Rum İlkokulu’nda 15 Eylül-24 Ekim 2022 tarihleri arasında izleyiciye açık olacak olan sergi, ikincisi ise bir kitaptan oluşuyor. Sergide yer alan sanatçıların yazı pratiklerinden yola çıkarak Minerva Projects iş birliği ile yayıma hazırlanan kitabın görsel tasarımını Ali Cindoruk gerçekleştirecek. New York menşeli Minerva Projects, Ofset Matbaa tarafından basılacak kitabın dağıtımını da yapacak. Sergide yer alan yabancı sanatçıların tümü Türkiye’de ilk kez sergilenecek.

Sergi Tanıtım Metninden:

“KAVRAMSAL ÇERÇEVE:

Yaralanabilirliği en geniş sözlük anlamıyla tanımlayan ifadelerin arasında şunlar var: yaralanma ve acı çekme kapasitesi, fiziksel veya duygusal zarar ve saldırılara açıklık, risk deneyimi, özgüven sahibi kimliğin çöküşü ve karar verilemezliğe maruz kalma.

Kavramın değişken ve çelişik çağrışımları mevcut, bir zayıflık veya güç, değer ya da yük, evrensel ya da ilişkisel, genel ya da cinsiyet temelli, ontolojik yahut durumsal olabiliyor.

Yaralanabilirliği hayatlarımıza buyur etmek bir kenara, kabulü bile zor. İnsanlar çoğunlukla yaralanabilirliklerini sahiplenmek yerine bir kenara iter. Dahası, yaralanabilirlik karşısında kuşanılan zırhlar çok katmanlı, sert, nüfuz etmesi güçtür.

Öyleyse yaralanabilirliği nasıl baştan tanımlanmalı ki kişi kendi yaralanabilirliğini veya başka insanlarda sebep olduğu yaralanabilirliği tanısın?  Yaranalabilirliğin göz önünde tutulması gereken pek çok farklı açısı var: psikanalitik, etik, politik ve ayrıca bilimsel, yasal ve ekonomik.

Ancak bu sergi yaralanabilirliği bütün boyutlarıyla cisimleştirme iddiasında değil: yaralanabilirliği ele alan feminist teorinin belli açılarını vurguluyor daha çok: ilk olarak yaralanabilirliği ruhsal veya toplumsal travmanın bir sonucu olarak gören, psikanalizle şekillenen anlayış; ikincisi yaralanabilirliği
cisimleşen öznenin ontolojik koşulu olarak gören fenomenolojik anlayış ve son olarak, eleştirel teoride siyasetin ürettiği özel bir koşul olarak yaralanabilirlik mefhumu. 

Bu sergi şunu soruyor: Görsel sanatların görünürü algılama ve ifade etme biçimlerini değiştirme potansiyeli hassaslık, açıklık ve dolayısıyla farklı duyarlıklar uyandırabilen yaralanabilir hal ve özneleri keşfe çıkabilir mi? Etkileri ne kadar derine işleyebilir?

Senin de yaran, Rosa yaralardan, dolayısıyla da yaralanabilirlikten bahsetmenin ötekiyle ilişkilenmenin bir yolu olduğunu söyleyen psikanalitik öncülden yola çıkıyor. Psikanaliz etkisiyle şekillenen anlayışın bir açısı, psikolojik ve/veya fiziksel yaraların sebep olduğu ruhsal veya toplumsal travmanın bir sonucu olarak yaralanabilirlik.

Bu da akla şu soruları getirir: İnsanlar yaralarıyla nasıl baş eder? Ya yaralarla baş edilmezse? Kişisel yaralarla kolektif yaralar arasında bir ilişki var mı? Yaralar ötekiyle ilişkilenmeye kapı aralayabilir mi? İnsan kendi yarasına bakmaz, hatta onun kendine ait olduğunu bile teslim etmezse, başkalarının
yarasıyla empati kurması mümkün müdür?

Yaralanabilir hali, kişinin varlığının değişmez bir koşulu olarak kabul etmek mümkün mü? Başkaları karşısındaki temel yaralanabilirliğimiz, kendimizi ötekine açmada bir güç olarak yorumlanabilir mi? Son olarak, gücü izleyeni etkilemekte yatıyorsa, sanat bu sorulara kafa yormak için en uygun alan
olabilir mi? Sanat eserleri perspektifleri değiştirmek için gereken duygusal tepkileri uyandırabilir mi?”

Sergi Künyesi 

Sanatçılar | Özgür Demirci, Alev Ersan, Gamze Hakverdi, Gordon Hall,
Adelita Husni-Bey, Amal Kenawy, Lata Mani & Nicolás Grandi, Jang Minseung, Gregory Whitehead
Küratör | Pelin Uran
Prodüksiyon Yöneticisi |Sinem Erdoğan
Görsel Tasarım | Ali Cindoruk, KHORA
Basın & Sosyal Medya Yöneticisi | Şaylan Uran
Kaynak Geliştirme | Yasemin Keretli Cavuşoğlu
Küratör Asistanı | Tüten Akay