SANAT KULLANIMLARI: Son Sergi 11 Haziran’a Kadar SALT Galata’da!

Refik Anadol, Arşiv Rüyası, 2017 Sanat Kullanımları: Son Sergi, SALT Galata, 2017 Fotoğraf: Mustafa Hazneci

SALT’ın son L’Internationale sergisi kapsamında, Abbas Akhavan, Refik Anadol, Futurefarmers ve Laure Prouvost’nun işleri 11 Haziran’a kadar SALT Galata binasında ziyarete açık.

20 Nisan – 11 Haziran
Refik Anadol
Arşiv Rüyası
Kat -1
27 Nisan – 11 Haziran
Abbas Akhavan
“ağaca balta vurmuşlar”
SALT Araştırma ve Kat 2
Futurefarmers
Tohum Yolculuğu
SALT Araştırma, Kasa Dairesi
Laure Prouvost
pürüzsüz mermerinizden parlayacak kadar yumuşak ve kavisli
Giriş Katı ve Kat 1

Kültür kurumları için “acil durum”, “sorumluluk” ve “hedef” kavramları neyi
ifade ediyor; bunlar, beraberinde ne gibi gereklilikleri getiriyor? Avrupa
müzeler konfederasyonu L’Internationale’ye üye altı kurum ile bağlantılı
çevrelerde yürütülen tartışmaların temel noktalarını bu meseleler oluşturuyor.
L’Internationale’nin 2012’den bu yana sürdürdüğü beş yıllık The Uses of Art
[Sanat Kullanımları] programı, sergi, e-yayın ve konuşmalarla Nisan ayında sona eriyor. Konfederasyona üye kurumlar ile iş birlikçileri arasındaki diyaloğun kapsamını genişleten program, kültür kurumlarının vazifeleri üzerine çok yönlü bir düşünce üretimi sunuyor. L’Internationale’ye göre, enternasyonalizm siyaset, sanayi veya kültürde tek biçimlilik tariflemiyor ve çok seslilik karşıtlıklar içeriyor.

SALT, Sanat Kullanımları programı boyunca, araştırma temelli iki büyük sergi projesi geliştirdi. 2015’te SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da gerçekleştirilen Nerden geldik buraya, 2016’da SALT Ulus’un ardından The 1980s. Today’s Beginnings? [1980’ler. Bugünün Başlangıçları?] sergisinin bir parçası olarak Hollanda, Eindhoven’daki Van Abbemuseum’da gösterildi.

2016’da SALT Galata’da düzenlenen Tek ve Çok ise bu yıl başkentte, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde incelemeye açıldı. SALT ekibi, son beş yıl içerisinde, L’Internationale Online ve Glossary of Common Knowledge gibi çevrimiçi projelerin yanı sıra, arşiv, yorumlama ve erişime odaklı kurumlar arası projelere katkıda bulundu. SALT, aynı zamanda, üye kurumların koleksiyonlarından işler ödünç alarak SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da “Tek İş” sunumları yaptı. SALT’ın bu son Sanat Kullanımları sergisi, SALT Galata kullanıcılarını, bir kültür mekânı olarak SALT Galata’nın ne olduğu ya da olabileceği üzerine özgün tepkiler vermeye ve nitelikli yorumlar yapmaya teşvik eder. Abbas Akhavan, Refik Anadol, Futurefarmers ve Laure Prouvost’nun sanatsal müdahaleleri ile mimari önermeleri, yapının ve arşiv koleksiyonları gibi kaynaklarının yeterince kullanılmamış yanlarına hayat vererek, kurumu geçici olarak yeniden çerçeveleyen ayrı işlev ve olasılıkları ön plana çıkarır. Birer bağımsız deneme olan ve SALT’ın davetiyle ortak kaygı ve sorular ışığında üretilen bu dört müdahale, birbiriyle ilişkili ama zıtlıklar içeren tepkilere, diyalog ve görüş ayrılığına mekân ve imkân sağlamayı amaçlar.

Bu sergi, SALT’ın üyesi olduğu Avrupa müzeler konfederasyonu
L’Internationale’nin beş yıllık The Uses of Art – The Legacy of 1848 and 1989
[Sanat Kullanımları – 1848 ve 1989’un Mirası] programı kapsamında
gerçekleştirilmektedir.

Refik Anadol, Arşiv Rüyası, 2017 Sanat Kullanımları: Son Sergi, SALT Galata, 2017 Fotoğraf: Mustafa Hazneci

Refik Anadol

Arşiv Rüyası

SALT’ın davetiyle sanatçı Refik Anadol, SALT Araştırma arşiv koleksiyonlarındaki 1.700.000’i aşkın belgenin her birini, özelliklerine göre makine zekâsıyla sınıflayan algoritmalarla bir medya enstalasyonunda görselleştirdi. Arşiv Rüyası, izleyici tarafından etkileşimli olarak deneyimlenebildiği gibi, müdahale edilmediğinde “rüyaya dalarak” belgeler arasındaki beklenmedik ilişkileri ortaya çıkarır.

Arşiv Rüyası projesi için Google Artists and Machine Intelligence [Google
Sanatçılar ve Makine Zekâsı] programıyla konuk sanatçı olarak çalışan Anadol, süper bilgisayarlar ve makine zekâsındaki gelişmelere başvurdu. SALT Araştırma arşiv koleksiyonlarını, yüksek işlemci gücüne sahip yapay zekâ ve makine öğrenimi algoritmalarıyla görsel bir okumaya tabi tuttu. Çok boyutlu verileri, uzman değerlendirmelerinin ötesinde bir yöntemle birbiriyle etkileşime açan Anadol’un Arşiv Rüyası, bu zengin belge birikimini, izleyicinin tümüyle çevrelendiği bir mekânda çeşitli açılardan inceleme, değerlendirme ve
yorumlama imkânı sunar.

Google Sanatçılar ve Makine Zekâsı’nın yanı sıra Doğuş Teknoloji, ŠKODA ve Volkswagen Doğuş Finansman desteğiyle 2017’de üretilen Arşiv Rüyası, SALT Galata -1 katındaki sergi mekânını, geçmiş ve geleceğin içe içe geçtiği,
kapsayıcı bir ortama dönüştürür.

bbas Akhavan, “ağaca balta vurmuşlar”, 2017 Sanat Kullanımları: Son Sergi, SALT Galata, 2017 Fotoğraf: Mustafa Hazneci

Abbas Akhavan

“ağaca balta vurmuşlar”

Abbas Akhavan’ın mekâna özgü işleri, hayatın ve içerisinde bulunduğumuz
yaşantı yapılarının kırılganlığını göz önüne alarak çevresine duyarlılık gösterir. Sanatçının bu sergi için ürettiği mekâna özgü müdahaleler, yapının mimarisi ve gündelik ritmiyle birlikte varlık gösterirken güncel sosyo-politik gerçekliklere gönderme yapar. SALT Galata’daki lokantanın terasında konumlanan “ağaca balta vurmuşlar”, tarihî yarımadaya açılan kültür mirası manzarasını kesintiye uğratır. Çatılara yazı yazmayı “şiirsel bir eylem” olarak yeniden yorumlayan serinin son halkası olan bu iş, aynı zamanda, helikopter veya uçaktan görülmesi tasarlanmış bir S.O.S. [acil durum] çağrısı niteliğindedir.

Abbas Akhavan, “ağaca balta vurmuşlar”, 2017 Sanat Kullanımları: Son Sergi, SALT Galata, 2017 Fotoğraf: Mustafa Hazneci

“ağaca balta vurmuşlar” işinin yıkım göndermesi, SALT Araştırma’ya sarkan, 91
metre 44 cm uzunluğunda, beyaz bir katlı kumaşla tamamlanır. Bir kefene veya ortaya çıkması bekleneni gizleyen bir örtüye benzeyen bu kumaş; kayda değer bir heykel olmamakla birlikte, çevresinde yapılan protesto gösterilerine tepki olarak Bahreyn hükûmeti tarafından 2011’de yıktırılmasıyla adı duyulan İnci Anıtı’nın bir tür temsili gibidir. Bu işlere, ikinci kata çıkan merdivende duvara yaslı şekilde duran ahşap saplı, büyük boy bir süpürge eşlik eder.

Laure Prouvost, pürüzsüz mermerinizden parlayacak kadar yumuşak ve kavisli, 2017 Sanat Kullanımları: Son Sergi, SALT Galata, 2017 Fotoğraf: Mustafa Hazneci

Laure Prouvost
pürüzsüz mermerinizden parlayacak kadar yumuşak ve kavisli

Bir yapı, onu kullananlara kendi kurgularını ve tarihinin katmanlarını sunabilir mi?

Laure Prouvost’nun SALT Galata’daki müdahaleleri, daha önceki mekâna
özgü çalışmalarından hareketle, yapının ayrı yerleri ve kullanımlarını inceler.
Sanatçı, kasıtlı yanlış anlaşılmalar, kültürel kaymalar ve hikâye anlatıcılığı
üzerinden SALT Galata’daki örtük faaliyetleri ortaya çıkarır.

Laure Prouvost, pürüzsüz mermerinizden parlayacak kadar yumuşak ve kavisli, 2017 Sanat Kullanımları: Son Sergi, SALT Galata, 2017 Fotoğraf: Mustafa Hazneci

Prouvost’nun paspas kadınları, temizlik, bakım ve kontrol gibi her gün düzenli
aralıklarla göze çarpmadan tekrarlanan hizmetleri anımsatırken, SALT Galata’nın kapısından girenleri gerçeküstü bir mizah ve sözcük oyunlarıyla karşılar. Paspas kadınların misafirperver sözleri, giriş katını birinci kata bağlayan mermer ve cam akışını nükteli şekilde kesintiye uğratır. Sanatçı, trompe l’oeil [göz yanılması] tekniklerini kullanarak yapının en görünür mimari bileşenlerine dair algıyla oynar, mermerin tekrarlayıcı görsel ritmine müdahale eder ve giriş duvarında kabartmaları bulunan Partenon atlılarını bir başka istikamette yolculuğa çıkarır.

Futurefarmers, Tohum Yolculuğu, 2017 Sanat Kullanımları: Son Sergi, SALT Galata, 2017 Fotoğraf: Mustafa Hazneci

Futurefarmers
Tohum Yolculuğu

“Kutuplara gitmek için yapılmış eski bir ahşap yelkenlide, Norveç’ten İstanbul’a doğru muhteşem bir yolculuğa çıktığınızı hayal edin. Bu yelkenli, bir kadeh gibi ustalıkla şekillendirilmiş minik bir tekne taşıyor; içinde, Rus şehri Saint Petersburg’daki bir müzede ve Norveç’in kuzeyindeki bir saunanın çatı kirişleri arasında bulunmuş bir avuç dolusu eski buğday ve arpa tohumu. Birer mücevher gibi bu tohumlar… Her yönüyle gerçek dışı olan bu yolculuk, aynı anda hem mitolojik, hem bilimsel, hem de politiktir. Zaman ve mekânda geriye giderek tohumların kökenine; Türkiye’nin doğusuna uzanır.”

Michael Taussig, Futurefarmers’ın 2016’da Norveç’te başladığı ve Eylül ayında
İstanbul’da tamamlayacağı Seed Journey [Tohum Yolculuğu] projesini böyle
betimler. Teknenin İstanbul’a varışından önce, aralarında Amy Franceschini,
Alfonso Borragan, Martin Lundberg, Marthe Van Dessel, Audrey Snyder ve
Ignacio Chapela’nın da bulunduğu bir ekip, mürettebatın yürüttüğü araştırmalar ile ortak bilgi birikiminin çeşitli yönlerini bir enstalasyonla hikâyeleştirmeye başladı. SALT Araştırma’daki kasa dairesinde konumlanan bu enstalasyon, tekneden yapılmış yayınların ses kayıtları, yol boyunca toplanan tohumlar ve Eylül’de içi tohumlarla doldurulacak olan cam kavanozlardan oluşur. Teknenin İstanbul’a doğru yol aldığı aylar boyunca yeni eklemelerle geliştirilecek olan içeriğe, Slow Food İstanbul ve Murat Demirtaş’ın katkıları eşlik eder.

Slow Food İstanbul’un buğday etiketleme çalışması, yerel çeşitliliği
örneklendirir ve Türkiye’deki tahıl zenginliği ile mevcut işleme ve üretim
yöntemlerini ayrıntılandırır. Proje, Anadolu’nun biyoçeşitliliğine dair farkındalığı artırırken, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan atalık tohumların doğa, halklar ve kültürlerle devamlılığının temini için ortak bir dil oluşturmayı amaçlar.

Fırınımdan Ekmekler’in kurucusu Demirtaş, atalık buğday tohumları “Üveyik” ve “Kavılca”yı hikâyeleriyle birlikte sunar. 2014’ten bu yana yerel atalık tohumla ekşi maya ekmek üreten Demirtaş, fırınının çevresindeki mahallelere yürüyerek dağıtım yapar. Kasa dairesinde sunulan sırt çantasını bir dağıtım aracının yanı sıra, ekmekleri paylaşırken kendisine yardımcı olan bir yoldaş ve üretim miktarını gösteren bir sembol olarak nitelendirir.

Futurefarmers, Tohum Yolculuğu, 2017 Sanat Kullanımları: Son Sergi, SALT Galata, 2017 Fotoğraf: Mustafa Hazneci