[Sergi Notları]: “Renzo Piano: Yerin Ruhu”

Renzo Piano: Yerin Ruhu Sergisi, İstanbul Modern, Fotoğraf: Sahir Uğur Eren.

bi_özet’in “Sergi Notları” adlı yeni bölümünde güncel sergileri Sahir Uğur Eren’in fotoğrafları eşliğinde geziyor ve küratörler, sanatçılarla sergide öne çıkan kavramlar hakkında konuşuyoruz.

Seri, İstanbul Modern’in yeni müze binasının tasarım ve inşaat sürecine odaklanan “Renzo Piano: Yerin Ruhu” adlı sergiyle başlıyor. “Yerin Ruhu”, “Kamusallık” ve “Kent Hafızası” kavramlarını serginin küratörü Ümit Mesci’den dinliyor ve Sahir Uğur Eren’in fotoğraflarıyla sergi notlarını aktarıyoruz.

Kavramlarla “Renzo Piano: Yerin Ruhu”

“Yerin Ruhu” (Genius Loci) kavramı İstanbul Modern’in yeni binasıyla, mimarın diğer işleriyle ve sergi ile nasıl ilişkileniyor?

Ümit Mesci: Yeni müze binamızın öne çıkan temel niteliklerini hatırlamak bu sorunun doğrudan yanıtı olabilir. Renzo Piano yapıyı tasarlarken hem yer aldığımız konumdan hem de İstanbul’a ilişkin kültürel olgulardan beslendi. Yapının şeffaf zemin kat tasarımı Tophane tarafındaki parkla Boğaziçi ve Haliç’i bütünleştirirken yapıyı kentsel ölçekte bir arabulucuya dönüştürüyor. Bununla birlikte yapının güneyindeki Boğaz’ın farklı saat, gün ve mevsimlerde değişen ışığı yansıtarak binanın dönüşümüne olanak tanımasını da anımsamak gerekiyor. Yansıtma havuzu Asya ve Avrupa’yı bütünleştiren su yollarını binanın üstüne taşımanın ötesinde, İstanbul kent yaşam kültüründe teras kullanım alışkanlığını da yeni müze binasıyla bütünleştiriyor.

İstanbul Modern’in yeni binasını İstanbul’da kıyı kullanımı ve kamusallık bağlamında nasıl değerlendirirsiniz? Sergi bize bu konuda neler söylüyor?

Ümit Mesci: Kamusal alan ve kent başlığını yalnızca İstanbul Modern’in yeni binası üzerinden bile ele almak mümkün tabii. Ancak sanıyorum güncel müzecilik çalışmaları çerçevesinde müze ve kamusallık tartışmaları çok daha ilginç. Örneğin 4 no’lu Antrepo’daki ilk müze binamızı hatırlarsanız, neredeyse anıtsal olarak tanımlayabileceğimiz bir rampa aracılığıyla müzeye giriş yapıyorduk. Yeni binamızda hem müzenin ziyaretçi odaklı bakış açısı hem de Renzo Piano’nun mimarı yetkinliği binanın zemin katını kamusal alanın devamı olarak tanımlamaya olanak tanıdı. Sergide temel olarak kentsel ölçeğe odaklanmak yerine yapının niteliklerine ve bu niteliklerin müzenin gereksinimleriyle ilişkisine odaklanmaya çalıştık.

İstanbul Modern “kent hafızası”nda önemli bir yer kaplıyor. Dönüşüm ve hafıza ilişkisi üzerine bu yapı özelinde neler söyleyebiliriz? Sergide bunun izlerini nasıl görüyoruz?

Ümit Mesci: Kent hafızasında İstanbul Modern’in nasıl yer aldığını değerlendirerek bu konuyu ele almaya başlayabileceğimizi düşünüyorum. Sanıyorum İstanbul Modern’in kent hafızasında bıraktığı iz, 4 no’lu Antrepo’daki somut varlığından ziyade Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi olarak kapılarını açan bir kurum olmasıyla ilişkili. Yine de bu ikisini birbirinden tamamen ayırmak kesinlikle mümkün değil.

Renzo Piano ve Renzo Piano Building Workshop’la birlikte İstanbul Modern’in sergi ve programlarının, yeni bina tasarımında çalışmalarımıza rehberlik etmesini önceliklendirdik. Ancak bununla birlikte eski binamızın endüstriyel karakterini de bugüne taşımaya gayret ettik. Bunun için cam, çelik ve beton gibi malzemelerin görsel özelliklerini vurgulamanın yanında binanın betonarme ızgara sistemi ile çelik çapraz desteklerin tasarımı, bu çabalarımızın görünür olmasına destek oldu. Sergide tüm bu yapı bileşenlerine ilişkili ayrıntıları çözümlemeye çalıştık.

“Yerin Ruhu” “kamusallık” ve “kent hafızası” kavramları üzerine konuştuk. Bu sergiden bahsederken mutlaka değinmemiz gerekir dediğiniz / ilave etmek istediğiniz bir kavram var mı?

Ümit Mesci: Müze üzerine konuşurken ve yapının geleceğini hayal ederken Renzo Piano’nun üzerinde durduğu en önemli başlıklardan biri burada eskiden de İstanbul Modern’in yer almasıydı. Şimdi vereceğim yanıtla kent hafızasıyla ilgili bir önceki sorunuza da katkı sağlayabilirim belki. Renzo Piano, insanların gelip vakit geçirdiği ve keyif aldığı eski müze binası yerine, İstanbul Modern’in gelecek sergi ve program stratejileriyle birlikte yapının kullanıcısı olacak sanatseverlerin ihtiyaçlarına cevap verecek yeni bir yapı tasarlanmış olmasına önem verdiğini belirtiyordu. Dolayısıyla yeni müze yapısının kullanıcıları, biraz zaman alacak olsa da, bu binaya kolayca alışacak ve ondan belki eskisinden de çok keyif alacaktı.

Okurlarımıza önerebileceğiniz güncel sergiler neler?

Ümit Mesci:  Ziyaretçilerimizin yeni binayı tanımasına ve koleksiyonlarımızdan özledikleri yapıtlarla bir araya gelmesine öncelik verdik. Bu nedenle koleksiyon ve süreli sergi alanında “Yüzen Adalar” sergisine, kısa süreli sergi alanında Kadın Sanatçılar Fonu’yla koleksiyonumuza edindiğimiz yapıtlarla kurguladığımız “Hep Buradayız” başlıklı seçkilere yer verdik. Bu sergilerde sanatseverlerin özledikleri çalışmalarla yeni edinimleri bir araya getirdik. Fotoğraf galerisindeki Nuri Bilge Ceylan’ın ilk defa izleyiciyle buluşan portreleri yer alırken, son olarak birinci kat fuaye alanında Cemal Emden’in binanın inşaat sürecini belgeleyen fotoğraflarıyla kurguladığımız “Mimarinin İnşası” başlıklı sergi, “Renzo Piano: Yerin Ruhu” sergisiyle diyalog kuruyor.

Fotoğraflarla “Renzo Piano: Yerin Ruhu”


Söyleşi Dizisi Koordinatörü: Neslihan İmamoğlu
Söyleşi: Meltem Merve İmamoğlu
Fotoğraflar: Sahir Uğur Eren

İstanbul Modern ile ilgili haberlere bi_özet üzerinden ulaşabilirsiniz:

(İstanbul Modern)’in Yeni Müze Binası Ziyarete Açıldı!

(İstanbul Modern) Tophane’deki Yeni Müze Binasının Mimarı Renzo Piano’yu Ağırladı!