(Anna Laudel – Bodrum)’da Yeni Sergi: “Venüs’ün Yeniden Doğuşu”

Ekin Su Koç, The Boy with Pearl Necklace, 2023

Ekin Su Koç’un beden algısı, cinsiyet önyargıları ve kadın olma hali temaları etrafında şekillenen kişisel sergisi “Venüs’ün Yeniden Doğuşu”, 9 Eylül – 29 Ekim 2023 tarihlerinde Anna Laudel Bodrum’da sanatseverlerle buluşuyor.


“Venüs’ün Yeniden Doğuşu”
Sergi

Sanatçı: Ekin Su Koç
Tarih: 9 Eylül – 29 Ekim 2023
Yer: Anna Laudel, ZAİ Yaşam, Bodrum / Muğla


Üretimlerinde göç, yersiz yurtsuzluk, cinsiyet, doğa ve beden algısı kavramları üzerine gelişen güncel tartışmalardan beslenen Ekin Su Koç‘un hem kişisel hem de toplumsal referans noktalarına dokunduğu “Venüs’ün Yeniden Doğuşu” adlı sergisinde sanatçının Berlin’de hazırlıklarına başlayıp, Ayvalık’ta üretimini tamamladığı eserleri yer alıyor.

İsmi ile, 15. yüzyılda Floransa’da rönesans akımının önemli sanatçılarından Botticelli’nin “Venüs’ün Doğuşu” adlı eseri üzerinden cinsiyet eşitliğine gönderme yapan sergi, kadınları ve cinsiyet kimliğini toplumsal normların dışında tanımlayan herkesi özgürleştiren, sanatın ve estetiğin birleştirici gücünden beslenen seçkisi ile Bodrum’un sanat ortamına yeni bir soluk getiriyor.

Sanat tarihinde sıkça işlenmiş olan mitolojik ve klasik eserler, bu sergi ile yeni bir kimlik kazanıyor. Sergide, kadın bedenlerini objeleştiren, sanat tarihinin kült sayılan eserleri Ekin Su Koç’un modern ve protest tarzıyla yeniden yorumlanıyor. “Kendileri için 3 Güzeller”, “Sadece 2 Güzeller”, “Venüs’ün Yeniden Doğuşu”, “Adem’in Yeniden Yaratılışı”, “İnci Kolyeli Çocuk” ve “Ofelya’nın İntihar Etmediği Nehrin Çiçekleri” gibi zamanın testini geçmiş eserlerin temsil ettiği dayatmacı, kalıplaşmış anlayış ve estetik değerler mizahi bir bakış açısıyla sorgulanıyor. Sergi 3. dalga feminizm akımından beslenerek kendi estetik değerlerini yaratıcı bir şekilde yeniden ortaya koyuyor.

“Venüs’ün Yeniden Doğuşu”, Koç’un tuval üzerine boya, epoksi ve kağıt üzeri kolaj gibi farklı teknikleri içeren üretimlerinden oluşuyor. Sergide yer alan eserler, ikili cinsiyet normlarına, yaşa ve ten rengine dayalı sınırlamaları reddederek, bedenin doğal güzelliğini ve çeşitliliğini kutlarken, aynı zamanda kadınlık, dişi yaratıcılık ve patriyarkanın zayıflaması gibi günümüzün öne çıkan temalarını ele alıyor.