[Bienal İzlenimleri] – Alper Derinboğaz: “Anti-küresel, Geç Kalınmış, Uzlaşma.”

Venedik Bienali – 18. Uluslararası Mimarlık Sergisi, “Geleceğin Laboratuarı”, Andrés Jaque-Office for Political Innovation “Xholobeni Yards”, 2023. Fotoğraf: Miguel de Guzman.

Lesley Lokko küratörlüğünde “Geleceğin Laboratuvarı” ana başlığı ve iki yan tema “dekarbonizasyon” ve “dekolonizasyon” üzerine düşünceler üreten Venedik Bienali 18. Uluslararası Mimarlık Sergisi, 20 Mayıs Cumartesi günü açıldı. Türkiye’den bir grup sanatçı, mimar ve basın mensubu serginin ön izleme günlerine katılarak ülke pavyonlarını, ana sergiyi ve şehre yayılan paralel etkinlikleri yakından takip etme fırsatı buldu. “bi-özet soruyor” bölümünde sergiyi ziyaret eden isimler sorularımıza yanıt vererek izlenimlerini paylaşıyor.

Alper Derinboğaz yanıtladı:


Bu yılın temasını ve ana sergiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu yılın temasının çok doğru, hatta geç kalınmış bir tartışma olduğunu düşünüyorum. Yıllarca uluslararası isimler küreselleşme, modernizm ve uluslararası stili konuştu ama aslında bunun bir yandan da ikiyüzlü bir yönü olduğunu hiçbir zaman tartışamadık; 2023 Bienali mimarlığın bu yönünü tartışmak için çok önemli bir fırsat. Mimarlığın kendi içinde çok fazla meselesi olduğunu ve bunların da yine aynı konularla ilişkili olduğunu hatırlamak gerekiyor diye düşünüyorum. Ama Mimarlık Bienali’nde bu konuların sadece politik ve sosyal katmanlarıyla tartışılmasını çok da doğru bulmadığımı söylemek durumundayım. Örneğin teknik bilginin değil materyallerin dünyayı gezmesi ve Afrika gibi birçok “gelişmekte olan” dünya ülkesinin hâlihazırda devam eden borçlandırma politikasının bir aracı olmuş mimarlığı tartışmaması gibi. Bu noktada, Bienal’de daha çok sanat bienallerinde görmeye alışık olduğumuz işlerin yer aldığını ve önemli mimari meselelere çok az temas edilmiş olduğunu düşünüyorum. Mevcut işler çok anlamlı ve kıymetli olsa da mesleğe içkin bazı problemlerin tartışılamadığı bir gerçek.

Ana sergi kapsamında dikkatinizi çeken işlerden (en fazla 3 iş) bahseder misiniz?

Ana sergi girişindeki duvar, alt metni ve kolonyalizm eleştirisi; Lesley Lokko’nun gündoğumu mavisi ile ilgili önsözü;  New York Hudson Yards projesindeki ve Manhattan siluetindeki parlaklığa ulaşmak için toplulukların ödediği bedeli eleştiren Andrés Jaque‘nin titanyum elementinden yaptığı yerleştirme ve sergideki maketler oldukça dikkat çekiciydi diyebilirim.

 

Ülke pavyonları “Geleceğin Laboratuvarı” teması veya “dekarbonizasyon” ve “dekolonizasyon” alt temaları ile nasıl bir ilişki kuruyor?

Ülke pavyonlarının birçoğunda Türkiye de dahil olmak üzere temalar ile özgün ilişkiler kurulmuş ve bunlar bir araştırma projesi olarak ele alınmış; bu anlamda ülke pavyonlarının çok etkileyici ve ufuk açıcı araştırmalara öncü olacağını düşünüyorum. Ancak çoğunda mimari olarak, yapı ve üretim odaklı düşünce biçiminden kaçınılmış olduğunu görüyoruz. Mimarlık araştırması için çok iyi araçlar olan bu çalışmaların sonrasında nerelere gideceğini daha net ve somut bir şekilde görmeyi isterdik.

Sizce bu yılın öne çıkan ülke pavyonları hangileri?

Türkiye, Brezilya ve Güney Afrika pavyonları öne çıkan pavyonlar arasındaydı. Bahreyn pavyonu “Sweating Assets” de suyun yönetimi ve yeniden kazanılması ile ilgili fikirleri ile sadece mimarlığın değil altyapının da geleceğine dair olumlu bir vizyon çiziyor.

This slideshow requires JavaScript.

This slideshow requires JavaScript.

This slideshow requires JavaScript.

Paralel etkinlikleri gezme fırsatınız oldu mu? Bu etkinlikler arasında ilginizi çeken, başarılı bulduğunuz işler var mı?

Parco Pubblico Giardino Della Marinaressa’da (Marinaressa Bahçeleri)  “Marinaressa Coral Tree” adındaki çalışma oldukça ilginçti; yüksek dayanımlı beton ile az malzeme tüketerek binaların dekarbonizasyon sürecine nasıl katkıda bulunabileceğini gösteren önemli bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Onun haricinde birlikte olma nosyonuyla üretilmiş eserlerin sergilendiği, bizim de bir projemizin yer aldığı “The New Together” sergisine katıldık. Türkiye’den de katılımcıların olduğu incelikli projeleri bir arada görme fırsatı sunan sergide yer almaktan mutluluk duyduk. Kengo Kuma’nın mimari üretimini görmek, maketlerini yakından inceleyebilmek ve tektonik fikirlerini bir arada deneyimlemek çok güzeldi.

Venedik Bienali 18. Uluslararası Mimarlık Sergisi izlenimlerinizi 3 kelime ile özetlemenizi istesek bu kelimeler neler olur?

Anti-küresel, Geç Kalınmış, Uzlaşma.


Bahsi Geçen Sergiler

Bahsi Geçen Ülke Pavyonları

Bahsi Geçen Paralel Etkinlikler