[Söyleşi]: “Mimarlık önce düşüncede oluşan bir mekansal öngörü/kurgu”

Dürrin Süer

izmir Serbest Mimarlık Derneği’nin PETRA The Flooring Co sponsorluğunda düzenlediği Gürhan Tümer Anısına İzmir Ütopyaları Öğrenci Fikir Projesi Yarışması üzerine sorularımızı, İzmir SMD üyesi mimar Dürrin Süer’e sorduk.

İzmir SMD bu sene Gürhan Tümer Anısına İzmir Ütopyaları Öğrenci Fikir Projesi Yarışması ve Öğrenci Bitirme Projesi Yarışması olmak üzere iki farklı öğrenci yarışması düzenliyor. Bu yarışmalar nasıl ve ne amaçla geliştirildi?

Sivil toplum örgütü olarak İzmir Serbest Mimarlar Derneği’nin meslek etiğini gözetme, mimari ve çevresel niteliği arttırma, görünür kılma gibi amaçları bulunmakta. Dernek farklı dönemlerde temel amaçları doğrultusunda kongreler, konferanslar, paneller, sergiler gibi çeşitli etkinlikler gerçekleştirmekte. Bu dönem yönetimi de meslek pratiği ile eğitim dünyasını birbirine yakınlaştırma düşüncesi ile genç mimar adaylarına, mimarlık öğrencilerine yönelik iki  yarışma düzenliyor. Ait olduğu ve adını aldığı kente dair bir konsantrasyon ile yarışmalardan birisinin içeriği/konusu İzmir, diğerinin de katılımcı profili İzmir’den. İzmir Ütopyaları ve Merhaba mimarlık öğrenci yarışmaları. Bu yarışmalardan ilkinin iki yılda bir, diğerinin ise her yıl düzenlenmesi hedefleniyor.

İlk yarışma, İzmir Ütopyaları 2003 yılında aramızdan ayrılan ve derneğin onur üyesi olan Gürhan Tümer anısına. Her iki yılda bir mimarlık öğrencilerinden o yılın temasına uygun olarak kent üzerine düşünmeleri, özgün, yenilikçi, eleştirel bakışla fikirler üretmeleri beklenmekte. Farklı temalar üzerine kurgulanacak  yarışmada bu yılın teması “Formsuz” olarak belirlendi.

İzmir mimarlık okullarındaki lisans öğrencilerinin bitirme projelerini ödüllendirerek genç mimarların ortama katılımlarına MERHABA demeyi hedefleyen ise ikinci yarışma.

Yarışmalardan birinin İzmir Ütopyaları adı almasının ardındaki amaç nedir? Ütopyalar düşünmenin mimarlık öğrencileri ve kentler açısından yararları nelerdir?

Ortaya kondukları döneme karşı eleştirel bir içeriğe sahip olan ütopyaları ideal toplumsal düzenler ve fiziksel çevreler kurmaya yönelik çabaların sonuçları olarak tanımlamak mümkün. Sözcük etimolojik ve kavramın ilk kullanım içeriği olarak bir toplumsal düzen önerisine karşılık gelmekle birlikte, pek çok ütopya mekansal kurguları da öngörmekte. İşte bu bağlamda kavram mimarlık eylemi ile örtüşmekte. Mimarlık önce düşüncede oluşan bir mekansal öngörü/kurgu. Kaynağını yaşamsal bir sorundan alır, çözüm üretir. 20. yüzyılın başlarından itibaren özellikle kentsel yaşantıyı tarif eden, yeniden-kurgulayan, mekansal çözümler üreten pek çok kentsel ve mimari ütopya kurgulanmıştır. Bu öneriler kimi zaman gerçekleşemeyecek hayaller olarak kalmışlarsa da pek çoğu gelecek için ufuk açan, yol gösteren, öncülük eden çalışmalar olarak mimarlık literatüründe yerlerini almışlardır. İzmir Serbest Mimarlar Derneği’nin düzenlediği bu yarışma da, İzmir kentinin karşı karşıya kaldığı mekansal sorunlara çözüm önerileri geliştirerek ve geleceğe alternatifler sunarak, kentin vizyonuna katkı koymayı amaçlamakta.

Yarışma Gürhan Tümer anısına ithaf ediliyor. Gürhan Tümer’in bir mimar, akademisyen olarak ve İzmir SMD açısından taşıdığı değeri sizden dinleyebilir miyiz? Bu yarışma yoluyla kendisini hatırlamak, yaklaşımlarını yaşatmak neden önemli?

Öğrencisi olmaktan onur duyduğum Gürhan Tümer bir mimar ve akademisyen olmanın ötesinde öncelikle bir entellektüel, düşünce insanıydı. Mimarlığa toplumbilim, edebiyat, felsefe, tarih, dilbilim kuramları üzerinden bakabilen, mimarlığın farklı disiplinlerle birlikteliğini önemseyen ve öne çıkaran bir yaklaşımı vardı. Bir yazar-mimardı. Mimarlığın yalnızca bir çizim ve yapım eylemi olmadığı, öncesinde ve ötesinde  bir düşünce eylemi olduğu ve yazıyla da ifade edilebileceği fikrini benimserdi. Bu bağlamda ütopyalar Gürhan hocanın her zaman ilgi ve çalışma alanı olmuştur. Kentler, özellikle  inşa edilmemiş kentler ilgisini çekmiştir örneğin. Bir dönem, İzmir için/İzmir’de öngörülmüş ancak inşa edilememiş, marjinal sayılabilecek projelerden bir İzmir haritası oluşturmak  gibi bir çalışma başlatmıştı. İzmir’li olan, bu kentte yaşamış, mimarlık ve eğitim dünyasındaki  çalışmalarını İzmir’de sürdürmüş, mimarlık ortamında hep farklı bir kimliği olan, farklı bir bakışın varlığını işaret eden değerli hocamızı genç mimar adaylarının da tanıması, öğrenmesi amaçlanarak, bağlamı ve içeriği ile çok da örtüştüğü düşünülen bu yarışma, Gürhan Tümer anısına düzenlendi.

Bu sene yarışmanın teması “formsuz” olarak belirlenmiş. Bu tema, ütopyayla ilişkilenen bir konu olarak nasıl ortaya çıktı?

Formun mimarlıkta her zaman kontrol mekanizması olarak kullanılageldiği söylenebilir. Form, mimarlığa organizasyonel yapısını kazandırdığı gibi düzen, oran vb. normatif nitelikleri ile ona sembolik değerini de kazandırmakta, ama aynı zamanda onu imgeselliğe de mahkum etmektedir. Bu durumda formsuzluk, Georges Bataille’ın kuramlaştırdığı biçimiyle özgürleştirici bir metafor olarak düşünülebilir. Bir yanıyla form ve içeriğin birbirinden özgürleşmesine imkan verirken diğer yandan formsuzluk, form ve imge takıntılı güncel mimarlık ortamında her türlü ikilikleri aşan yeni bakışların, giderek maddesizleşen mimarlık(lar) için taze fikirlerin yeşermesini de tetikleyebilir.

Düşünüldüğü dönemin fiziksel, sosyal, politik, ekonomik veya kültürel sorunlarına keskin eleştiriler getiren ve ufkumuzun daraldığı dönemlerde yeni dünyalar hayal etmemizi sağlayan ütopyalar, yaratıcılıklarının yanı sıra sarsıcı eleştirellikleri ile de her zaman ilham kaynağı olmayı sürdürmekteler. Genç mimar adaylarının formsuzluk teması üzerinden keskin bir eleştirellik ve yaratıcılık ile İzmir kentinin geleceğine dair söyleyecek birçok irkiltici sözlerinin, taze fikirlerinin olduğu düşünülmekte.

Dereceye giren öğrenciler için ödül olarak Atina’ya bir gezi düzenleniyor. Sizce Atina mimarlık öğrencileri açısından nasıl bir önem taşıyor? Bu geziden nasıl bir deneyimle geri dönecekler?

Mimarlık eyleminde mekanı görmek, dinlemek, dokunmak, koklamak, deneyimlemek önemli. Bir kenti, binayı, yaşam kültürünü, mekana yansıma biçimini kavramak gezilerle mümkün kılınıyor. Mimarlar için geziler bu nedenle anlamlı. Dernek Yönetim Kurulu da ödül olarak bir yurtdışı gezisini düşündü ve her iki yarışmanın ödülü olarak Atina gezisini koydu.

Atina, antik dönem mimarlığının en etkileyici örneklerinin izlerini, modern mimarlık mirasının nasıl korunduğunu, son dönem müzecilik anlayışını yansıtan güncel mimarlık örneklerinin görülebileceği bir kent. Ayrıca aynı coğrafyada yaşayan, tarihsel bağlamda ortak pek çok bağı olan farklı kültürlerin yaşam ve mekan kültürlerini deneyimlemenin genç mimar adayları açısından ilgi çekici olacağı düşünüldü.