Mimarlık dünyası geçtiğimiz ay yoğun bir etkinlik gündemini geride bıraktı. Ayın Yorumu bölümünde mimar Görkem Volkan, “mimarlığın iyileştirici gücü”nün izinde Ekim ayının öne çıkan etkinliklerini değerlendirdi.
Nerede okuduğumu hatırlamadığım bir cümle: “İyi yaşam herkesin hakkı.”
2022 Dünya Mimarlık Günü’nün ana teması “well-being” idi. Sanırım 2018 yılında bir konferansta üzerine konuştuğumuz “Mimarlığın İyileştirici Gücü” ideali, pandemi süresi ve sonrasında gündeme gelen ekonomik ve sosyo-kültürel “eşitliğin korunumu ilkesi” ile ne kadar yerine getirilebilir emin değilim ama son dönemde mimarlık hakkında beni en mutlu eden şey; mimarlığa ve kentlere dair umudumu koruyan kişi ve kurumların çoğunun İstanbul Serbest Mimarlar Derneği’nin (İstanbulSMD) 20. yılı kutlamasında bir arada oluşuydu. 92 kişinin kolektif çabasıyla 1995 yılında kurulan Açık Radyo bu yıl 27. yaşını kutlayacak; benzer bir fayda anlayışıyla kurulan ve bu yıl 20. yılını kutlayan İstanbulSMD ise 20. Yıl Özel Ödülleri’nde Açık Radyo kurucusu Ömer Madra’ya da yer verdi. Bu benim için çok keyifli bir andı çünkü Ömer Madra ile herhangi bir platformda yan yana gelmenin gerçekten de yenileyici ve umut verici bir etkisi var; Açık Radyo’ya nice 30 yıllar diliyorum…
Diğer ödülleri Salt adına Deniz Ova ve İKSV adına Görgün Taner’in yanı sıra Esen Karol ile çok sevgili Pelin Derviş sahiplendi.
Yukarıda saydığım kişilerin hepsi Türkiye mimarlığı ve kültürel iklimi için o kadar kıymetliler ki İstanbulSMD olarak bu önemli gecede onları ağırlamaktan gurur duyduk.
Bu gecenin birçok kahramanı var; neredeyse 2 yıl boyunca İstanbulSMD Yönetim Kurulu’nda birlikte çalışma gururunu yaşadığım Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Dilekci ile Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Hızıroğlu’yu; Deniz Aslan, Burak Ünder, Burak Pekoğlu ve Hasan Sıtkı Gümuşsoy’u ve Ustalar’a Saygı Dokümanteri ile Banu Uçak Güneş’i ve Nurullah Kaya’yı kısaca sayabilirim.
Ekim ayı içindeki diğer önemli bir etkinlik de Cemal Emden’in gözüyle Carlos Scarpa sergisiydi. Seranit sponsorluğunda ve İstanbulSMD 20. yıl etkinliği içinde yer alan “Scarpa Diyalogları” başlıklı sergi ve VitrA sponsorluğundaki Ustalara Saygı Dokümanteri, ilerleyen aylarda TürkSMD ve İzmirSMD’yi de gezecek.
Mimarlık bir sanat dalı değil ama onu sanattan ayrı düşünmek de mümkün değil. İKSV’nin bizlere hediyesi olan İstanbul Bienali’nin 17.’si, bu yıl bir dokümantasyon arşivi olmayı amaçlayan manifestosu ile 50’den fazla proje ve hikâye ile 20 Kasım 2022’ye kadar ziyarete açık.
Burada Banu Binat’a, İBB’ye ve İstanbul Planlama Ajansı’na (İPA) “Kentte Mimarlığa Merhaba” Buluşması için teşekkür etmek isterim. İstanbul Planlama Ajansı ev sahipliği ve iş birliğinde Binat Mimarlık Medya Grubu tarafından organize edilen etkinlik, 30 Ekim’de İPA Kampüs Florya’da gerçekleşti. Bence o Pazar günü, bu etkinliğe katılan herkes “Mimarlığın İyileştirici Gücü” için oradaydı…
Birçok atölye, söyleşi, film gösterimi ve sergi ile birlikte, fonksiyonu kamunun yararına doğru değişen bir yapılar bütününün estetik değerinin nasıl yükseldiğini gördük; buradaki tılsım “insan algısı ve ölçeği”. Etkinlik mekânları arasında dolaşan kişilerin keyifli hali, çevrelerinde olan biten her şeyle kurdukları ilişki tipini de belirliyor.
Mimarlık ve doğa ile sarmalanmış günün asıl ödülü ise Uğur Tanyeli’nin son yayını “Korku Metropolü İstanbul” üzerine Banu Özkazanç ile yaptığı söyleşiydi. Kitap, korku iklimi ile var edilen ve artık bir korku imparatorluğuna dönüştürülmüş İstanbul’un son 200 yılına odaklanıyor.
Ve yazının sonu….
Görsel ve işitsel bilgi fırtınaları arasında yazının değerini, dinginliğini; yazmanın özlemini yazdıkça hatırlıyorum. Çoğunlukla yazarak anlıyor ve yazı ile düşünüyorum ve bu yazının okuyucularına “bu yazılık anı” benimle paylaştıkları için teşekkür ediyorum.